Eğitim, Dayanışma, Fırsat Eşitliğine uzanan yol, Ahilik…

Matbaacılığın ‘tek ahi’si Süleyman Demir, çıraklık-kalfalık-ustalık süreci ile bir takım mesleki deneyimler ve değerlerin aktarıldığı dikey bir hiyerarşik yapıyı ortaya koyan ahilik anlayışını yeniden tesis edilmesi günümüz koşullarında zor olsa da mesleki dayanışmayı sağlayacak, fırsat eşitliği yaratacak adil bir yapı için iyi bir referans olarak ortaya koyuyor.

EĞİTİM, DAYANIŞMA, FIRSAT EŞİTLİĞİNE UZANAN YOL, AHİLİK…

EĞİTİM, DAYANIŞMA, FIRSAT EŞİTLİĞİNE UZANAN YOL, AHİLİK

Yunus ARGAN
AHİLİĞİ hepimiz okumuşuzdur tarih kitaplarından… Esnaf arasındaki dayanışmadır, yardımseverliktir… ‘Komşun açken sen nasıl tok olabilirsin’ gibi bir takım ahlaki değerlerin timsalidir ahilik…

Osmanlı Devleti‘nin kurulmasında önemli bir yapıtaşı olarak çıkan ahiliğin ticaret, siyaset, sanat gibi birçok alana sirayet eden bireysel disiplin üzerinden toplumsal düzen kültürüne katkıda bulunmuş olması, mesleki ahlak üzerinden bir otokontrol oluşturmuş olması belki de ahiliğin en güçlü yönünü anlatıyor.

Bunun günümüzde ne denli uygulanabilir olduğunu özellikle matbaacılık alanında böyle bir kültürün bir yerlerde durup durmadığını merak ettiğimiz için bu alanda ahilik kültürünü, akademik bir noktaya taşıyarak böyle bir makamın varlığını ortaya koyan ve onu araştırırken de ahiliği oturmasıyla, kalkmasıyla, konuşmasıyla, davranışlarıyla kendi içinde içselleştirme gayreti içinde olan bir isimle, belki de Türkiye’deki matbaaacılık alanında çalışan, ahiliğe gönül vermiş, resmi olarak ahi olmayan ‘tek ahi’ matbaacıyla, ahiliğe gönülden bağlı bir isim Süleyman Demir ile konuştuk.

Konuyu ahiliğin tarihinden çok, ortadan kaybolmasmın ardından günümüzdeki mesleki değerlerle de kıyaslayarak ele aldık Demir ile.

Kendisi her ne kadar röportajm kişisel bir portre üzerinden çizilmesini istemese de, matbaacılık alanında iştigal eden ve ahilik konusunda söz söyleme hakkı olan bu kişiliğin geçmiş portresine, ahilikle tanışma sürecine dokunmadan da geçmeme karan tamamen bana ait. Ortaokul sırasında babasının 35 yıl önce Cağaloğlu’nda kurduğu Sade Ofset‘te başlayan bir çıraklık deneyimi oluyor Demir’in. Lisede iken çıraklıktan kalfahğa, kalfalıktan ustalığa geçişi temsil eden ‘sağlam ol’, ‘dayanıklı mal üret’, ‘yanlış yapma pabucun dama atılır’ gibi bir takım mesajlan da içeren ‘Şed Kuşatma Törenleri‘ni anlatan tiyatro gösterilerinde aktif olarak rol alması da ahiliğe olan ilgisini pekiştirdiğini anlatıyor.

Ahilikle tanışması= ortaokul sonrasında olduğunu söylese de, Türkiye’de ahilik konusuna uzun zamandır eğilmiş, bu alanda birçok kitap yazmış, 1984’te Ahi Kültürünü Araştırma ve Eğitim Vakfı‘nın kuruluşuna öncülük etmiş olan merhum babası Galip Demir‘den miras olarak devrahyor. Babasının bıraktığı yerden devam etme yolunu seçen Demir, Edebiyat Fakültesi Bilim Tarihi Bölümü’nü de ‘Ahilerin Türk Kültür ve Bilim Hayatına Katkıları’ konulu lisans tezi ile bitiriyor. Bugün babasının kurduğu Ahi Kültürünü Araştırma ve Eğitim Vakfında aktif olarak çalışmalar yapıyor.